Onun boynuzları var


İmâm-ı Âzam Hazretleri, bir gün kendisine doğru gelmekte olan bir hayvana yol verip kenara çekilmiş. Orada bulunanlar Ebu Hanife'ye niye kenara çekildiğini sorduklarında ondan şu cevabı almışlar:

   "Onun boynuzları var, benim ise aklım."

 

Neden boşuna para alıyorsun?


İmam Ebu Yusuf'a birisi öğrenmek istediği bazı konularda sorular sormuş. Ebu Yufus, soruların bazılarına:

   "Bilmiyorum" cevabını vermesi üzerine sorduğu soruların bir kısmına cevap alamayan şahıs:

   "Bilmiyorsun madem devlet hazinesinden neden boşuna para alıyorsun?" diye fırça atmaya kalkınca, İmam Ebu Yusuf şöyle diyerek muhatabını susturmuş:

   "Ben devlet hazinesinden bildiklerim için para alıyorum. Bilmediklerim için para almış olsaydım devlet hazinesinde para kalmazdı."

 

 

Diğerinin iki gömleği vardı


Fudayl bin İyaz anlatıyor:

   "Rüyamda bir gün Muhammed bin Vâsi ile Yusuf bin Esbat'ı gördüm. İkisi de Cennetin kapısı önünde bekliyorlardı. Ben de 'acaba hangisi daha önce cennete girecek' diye merakla onlara bakıyordum. Az sonra da Yusuf bin Esbat, Muhammed bin Vâsi'den önce Cennete girdi. Ben oradaki bir meleğe:

   "Niçin Yusuf bin Esbat Cennete daha erken gitti?" diye sordum. O melek bana şu cevabı verdi:

   "Onun bir gömleği diğerinin ise iki gömleği vardı."

 

İsabet oldu


Behlül Dânâ Hazretleri, av yaparken Harun Reşid'in hedefi ıskaladığını görünce:

   "Büyük isabet oldu efendim," der.

   Halife'nin kendisine şaşkın şaşkın baktığını görünce de sözünü şöyle sürdürür:

   "Yani kuşun hayatı açısından isabet oldu." 

 

Sizin vasıtanızla


Bir gün Halife Harun Reşid'in hururunda devrin musikişinaslarından olan İbrahim Musuli Efendi yeni bestelediği bir güfteyi okur. Okunan bu güfte halifenin çok hoşuna gittiği için:

   "Çok güzel," der. "Allah sana ihsan etsin." Bunun üzerine İbrahim Musuli Efendi, şöyle der:

   "Allah'ın bize ihsanı sizin vasıtanızladır efendim."

 

Daha güzel


Mu'tasım bir gün veziri Hâkân'ı ziyarete gitmiş. O sırada henüz küçük olan Hâkân'ın oğlu Fatih'e, Halife şöyle sormuş:

   "Mü'minlerin emirinin sarayı mı, yoksa babanın sarayı mı daha güzel?"

   Fetih ise şu cevabı vermiş:

   "Mü'minlerin emiri içinde olunca, babamınki daha güzel."

 

Daha değerlisi


Halife Mu'tasım'ın çok değerli bir yüzüğü varmış. Bir gün nedimlerinden birine bu yüzüğü gösterip:

   "Dünyada bundan daha kıymetli bir şey gördün mü?" diye sormuş.

   Halife'nin sorusuna muhatap olan kişi:

   "Evet efendim," demiş. Sonra da halifenin şaşkın bakışları arasında şöyle devam etmiş sözlerine:

   "O yüzükten daha değerlisi, o yüzüğü takan parmaktır."