Hacc...!!!     Hacc...!!!    Hacc...!!!

Hacc BİRLİK demek, Hacc KARDEŞLİK demek, Hacc YARDIMLAŞMAK demek, Hacc, Yüce Yaratıcı'nın (CC) Peygamberi (SAS) aracılığıyla tebliğ ettiği İslam'ın amaçladığı toplumun en yüce eğitimi ve öğretimi demek.  Hacc İslam toplumunun (Ümmetin) dünyayı çok daha güzel yaşanılır yapmak için en etkin kararlarının alınacağı ve bilincinin kazanılacağı en büyük kongresi demek.

Çok Değerli Kardeşim

 Mübarek Kurban Bayramınızın aileniz, milletimiz ve tüm İslam Dünyası ile birlikte  sağlık içinde mutluluğa ve üstün başarılara vesile olmasını Cenab-ı Mevla'dan dua ediyorum.

Dünyanın dört bir tarafından milyonlarca Müslüman Kutsal topraklarda Kabe'de tavaflarını yapıyorlar. Allah Hacc'larını ve ibadetlerini makbul eylesin.

Hacc nedeniyle biz Müslümanlara bağışlanmış olan Kurban Bayramını Yüce Mevla tüm İslam Alemininin içinde bulunduğu zorluklardan kurtulmasına vesile kılsın!

Acaba İslam toplumu ve İslam dünyası Müslümanların yaptıkları bu Hacc ibadeti ile Allah'ın ve Peygamberinin murad ettiği yüce ulvi amaçlara yönelik hangi başarıları yakalayabiliyor?

Hala İslam toplumu, Yaratıcısı'nın ve Peygamberi'nin istediği üstünlükleri niçin yakalayamıyor? Eksiğimiz nerelerde? Görebiliyor muyuz?

Sevgili Kardeşlerim!

Allah günahlarımızı bağışlasın. İslam Dünyasının içinde bulunduğu acılar nedeniyle ne kadar üzüntülü olsak da olabildiğince bir birliktelik ve daha güçlü yarınların bilincinde olmamız gerekiyor.

Bu üzüntülerimizi birlikte nasıl sinerjiye dönüştürebileceğimizi bir an için hatırdan çıkarmamalıyız. Ancak bu sinerji ile yarınlarda bu ezilmişlikten kurtulacağız.

Allah'ın doğru yolunda olan sizleri, bu sessiz çoğunluğu, yarınlarda barışın, adaletin ve de hoşgörünün egemen olmasında, herkes için daha iyi bir dünya olmasında nasıl etkin olabileceğinin yoğun düşüncesine çağırıyorum.

Yüce bir miras olarak tarihten gelen bir zorunlulukla bir parçasi olduğumuz Islam dünyasinin hali pürmelali, Batı karşısında aldığımız acı, onur kırıcı baskılar üzerinde konuşmak belki yersizdir ama bu aşağılandığımız ve de ezildiğimiz durumdan da  nasıl kurtulacağımızı düşünmek de görevimizdir ve görevimiz olmalıdır.

11  Eylül'de teknoloji devi ABD'yi ta kalbinden vuran korkunç saldırının ardından bütün UYGAR!!!, MODERN!!! Batı Hıristiyan dünyasında Müslümanlara karşı korkunç ve iğrenç saldırılar yapıldı. Asırların ötesinden taşıdıkları kin ve intikam duygularıyla Müslümanları dövdüler, öldürdüler, işyerlerini yağmaladılar. Mabetlerine saldırdılar. Yüzlerce Türk nezarethanelere atıldı.

Ve bunlar bize hala insanlık ve insan hakları dersi vermeye kalkıyor ve bizim egemen çevreler de onlardan bu dersleri almaya devam ediyorlar. 1.5 milyarlık İslam Dünyası bu dayatmalardan ve zulümlerden nasıl ve ne zaman kurtulacak? Avrupa'da Hıristiyan dünyası inançlarının simgesini Nato'nun bayrağına,  Brükseldeki binasının inşa ine koyarak gerçekleştirdiği örneği ve birlikteliğini biz neden gösteremiyoruz?

Şimdi duygularımızın bizi birleştirdiği kutsal Hacc günlerindeyiz. Acaba Hacc'ın İslam Dünyası'ndan istediği nedir? İslam Dünyası da, İslam'ın ve onun çok önemli bir ilkesi olan Hacc'ın ne kadar idraki ve bilinci içindedir?

Elden geldiğince konunun içine girmis, eşi ile birlikte Hacc etmiş ve de Hacc'a kafile götürmüş bir kişi olarak tesbitlerimi sizinle paylaşmak istedim. Bu konuda geçmiş yıllarda yuriçi ve yurt dışı çeşitli kişi ve kuruluşlara gönderdiğim bir yazımı, bunun bilincinde olan her seviyedeki  tüm Müslüman kardeşlerimi yeniden düşünmeye çağırıyorum.

Değerlendirmenizi ve görüşlerinizi, kimleri ve nereleri uyarmamız gerektiğini tesbit edebilecek görüşleri bildirirseniz çok sevinirim.

Saygılarımla

Zeki Kentel

HÜRSES Tel: 90 212 321 49 30 

zkentel@netone.com.tr

***********************************************

İslam dünyası ne zaman Peygamberi'nin istediği ümmet olacak?

Zeki KENTEL

18. yüzyılın sonları ve 19. yüzyılın başlarında Avrupa; bilim, teknik, ekonomi gibi hayatın her alanında zenginliğini katlayan bir kalkınma çağı yaşadı. Bu kalkinma ile, batili devletler nüfuzlarini arttirdilar. Gelistirdikleri üstün ates gücü ile, savas ve sömürgecilik gibi ahlak ve insanlık dışı yollarla güçlerini daha geniş boyutlara ulaştırdılar.

Batılı devletler bu kalkınma ve yükselme yolunda iken, Osmanlı devleti başta olmak üzere tüm İslam ülkeleri bir gerilemenin içine girmişti. Buhar gücünün sanayie girmesi, elektriğin keşfi, petrolün patlamalı motorlarda kullanımı gibi yenilikler batı ile İslam ülkeleri arasındaki arayı hızla açmıştı.

Bu çağda Hollanda Endonezya'yı, İngiltere Hindistan'ı, Rusya Türkistan'ı, Fransa Kuzey Afrika'yı işgal ediyordu. Osmanlı, Boğazlar yoluyla Akdeniz'e açılmak isteyen Rusya'nın açık tehdidi altındaydı. Ortadoğu, Afrika ve Asya'daki tüm İslam ülkeleri, Osmanlı devletinin bir an önce yıkılıp bölüşülmesini bekleyen İngiliz ve Fransız sömürgecilerinin iştahını çekiyordu.

İran, İngiliz ve Ruslar arasında bölüşülmüş, Mısır, Fransız ve İngiliz rekabeti sonunda Fransızların işgali altına girmişti.

Bu trajik ve korkutucu tablo karşısında İslam dünyasında orduların güçlendirilmesi yoluna gidilmesi bir zorunluluk oldu. Bu çalışmalar sırasında Osmanlılar Batının bu alanda kendilerinden çok daha ileri olduğunun farkına vardılar.

Gerçekten Batının yeni ordularının, mühendislik, tabiat, kimya bilimleri, tıp ve veterinerlikte üstün bir bilimsel deneyime sahip oldukları görüldü. Savaşlarda alınan yenilgiler, savaş sanayiinin ancak bilimsel bir kalkınmayla yürüyeceği gerçeğini öğretti.

Batının bu üstünlüğü yakaladığı süreçte, İslam ülkelerinin medreselerinde okutulan ilimler dini ağırlıklıydı. Diğer ilimler ise ancak dini ilimlerin anlaşılmasına ve uygulanmasına yardımcı olduğu ölçüde söz konusu oluyordu.

Bu acı, bilim ve ilimden kopuk gerçeğin, İslam'ın çağrısına hiç bir şekilde uygun olduğu iddia edilemezdi.  İslam ülkelerinin bu ezilmişliklerinin başta gelen nedeni, onların İslam'ın çağrısından uzaklaşmış ve İslam'dan soyutlanışlarının bir sonucudur.

Bir zaman diliminde vahyin inişinden sadece bir nesil içinde, o güne kadar tarihte ismi geçmeyen Arap ulusu, İslamla bütünleşen her renkten, her ırktan insanlarla, bir ucu Fransa'da Paris'in yanında Puatye'de, İstanbul surlarında, diğer ucu Hindistan'da, Türkistan'da Çin surlarına ulaşan koca bir uygarlığın coğrafyasına damgasını vuruyordu.

VII. ve XIV. yüzyıllar, batılıların iddia ettikleri gibi bir karanlık Ortaçağ değildir. Tam tersine yeryüzünün tanıklık ettiği en parlak uygarlıklarından birisidir. Bu her renkten, her ırktan insanların kurduğu ve yaşattığı İslam uygarlığıdir. Bugün Batı Hıristiyan dünyası işine geldiğinde 100 binlik Timor'un bağımsızlığını Müslüman Endonezya'ya dayatır fakat daha haklı konumda olan Kıbrıs Türklerine bu hakkı vermemekte ısrar eder.

Uluslararası&nbs ; uka uygun antlaşmalarla bir devlet olan Çeçenistan'ın Rusya tarafından işgaline ses çıkarmaz ve 2.5 milyonluk Çeçen toplumunun direnişine terörist muamelesi yapar. Rus ordusu bu masum ve günahsız insanları en korkunç insanlık dışı işkencelerle öldürürken modern dünya! bütün bu olup bitenlere kulaklarını tıkamış sadece seyretmektedir.

Benzer şekilde dünyanın çeşitli yörelerindeki Müslümanlar için aynı kahreden durum söz konusudur.  Keşmir, Doğu Türkistan, Filipinlerde olduğu gibi.

Eğer Müslümanlar bu aşağılayıcı konumdan kurtulacaklarsa bunun yolu İslam'ın yüce hikmetini anlama yolunda çaba vermektir. Böylece İslam'ın kazandıracağı sinerji ile kendi özlerinde sakladıkları kimlikleriyle harekete geçip, tarihte yaşadıkları altın çağı bir daha kaybetmemek üzere yakalayacaklarına şüphe yoktur.

İslam 14 asır önce dünyanın en geri bir toplum kesiminde geldi. Fakat çok kısa bir zamanda o toplumu her alanda en saygın konuma getirdi. Şimdi müslümanlar dünyanın yüzde 25'i olan  ve 1.5 milyara varan nüfuslarıyla bulundukları durumdan çok daha güçlü olmaları gerekir.
 
Müslümanların içtenliği, bütünlüğü, güvenilirliği ve doğruluğu ve İslamın temel amacı Allah'ın iradesine uygun yaşamanın öngördüğü ilkelerdir. Gerçekten sözde ve eylemde bütünleşmiş bir İslam dünyası tarihin altın sayfalarında bıraktığı altın çağını yeniden yakalamaması için hiç bir engeli yoktur. Dünya bugün içinde bulunduğu kaostan kurtuluşunu İslamın gösterdiği doğru yol ile bulacaktır.
 
İslam ülkeleri ve topluluklarının bunu başarmada gerekli olan ortak bilinç ve isbirliği için güçlü temel ilkelere sahiptirler. İslam, doğuşuyla birlikte mensuplarına sunduğu bu ilkeler ışığında birbirine düşman kavimler, yerleşik ve göçer ilkel aşiretler göz açıp kapayıncaya kadar bir süreçte dünyanın gözlerini kamaştıran bir uygarlığı kurduklarına tarih tanıktır.

İslam ülkeleri arasında da işbirliğini güçlendirmek amacıyla kurulmuş örgütler arasında adı en çok duyulanı "İslam Konferansı Örgütü"dür. Fakat çalışmalarında bir etkinlik sağladığı söylenemez. Bunun nedeni İslam ülkeleri yöneticilerinin gereken bilinci yakalayamamaları ve öz kaynaklarını gözardı ederek ekonomik gelişmelerini Batıya bağımlı kılmalarında yatmaktadır.

Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle birlikte dünya siyaset sahnesine, kökleri Türk, nüfusunun büyük çoğunluğu ile müslüman olan 6 ülke çıktı. Bugün İKÖ'ne üye en az 56 müslüman ülke vardır. Tüm bu ülkeler halkları ve yöneticileri gerekli ve yeterli bilinci kazandıkları gün amaçlanan işbirliğinin etkin biçimde gerçekleşmemesi için bir neden yoktur.

Fakat bu bilinç nasıl kazanılacaktır? İslam ülkeleri 1.5 milyarı aşan nüfusu, sahip oldukları büyük hammadde ve petrol zenginliğiyle bugün bulundukları yerden çok daha iyi konumda olmaları gerekiyor. Birçok İslam ülkesi arasında basit anlamda dahi bir işbirliğinden, ekonomik bir alış-verişten söz etmek mümkün değildir. Hatta batı kapitalizminin tutsağı olarak birçoğu birbiriyle kanlı-bıçaklıdır.

Bugün batı ülkelerini isimlerinin yanında birçok özellikleriyle tanırız da, İKÖ üyesi 56 İslam ülkesinin bırakın özelliklerini, isimlerini bile sayamayız. İslam ülkelerinin etkin bir işbirliğinden söz etmeden önce bu ülkelerin ve halklarının birbirini tanımaları gerekir.

İslam ülkelerinden her yıl milyonlarca müslüman, dini zorunlu bir yükümlülük olan hacc amacıyla İslam'ın kutsal beldesi Mekke ve Medine'ye gitmektedir. Bu kutsal yerlerin, çeşitli ülkelerden gelen müslümanlarin birbirini daha iyi tanımaları, dostluklar, arkadaşlıklar kurmaları için büyük fırsatlar taşıdığı şüphesizdir.

İslam dininin müslümanlara yüklediği hacc görevinin bu konuda çok önemli bir işlevi olması gerekir. Mekke ve Medine şehirleri, sürekli olarak bir araya gelmekte olan müslüman halkları için büyük bir çabaya gerek kalmaksızın zengin bir bilgi alış-verişine merkez olabilir.

Bunun için, bu kutsal şehirler, İslam ülkeleri ve halkları arasında geniş bir bilgi alışverişini ve güçlü bir haberleşmeyi sağlayacak merkezler olabilir.

Bunun için yapılması gereken ilk ve en önemli iş bu kutsal beldenin, "İslam Ülkeleri ve Toplulukları Ticari, Kültürel, Bilgi Alışveriş Merkezi" haline getirilmesidir. Bu konuda Suudi Arabistan yönetimi başta olmak üzere tüm Müslüman ülke Hacc yönetimlerine  büyük görev düştüğü kanısındayım. Böyle etkin bir düzenleme, müslümanlar arasında etkin bir iletişimi sağlayacağı gibi, sürmekte olan sürtüşme ve sağırlığa da son verecektir.

İslam ülkeleri arası bir işbirliğinin veya bir İslam Ortak Pazarı'nın hayata geçirilmesi ve başarılı olması, Mekke'de ve Medine'de müslümanların aralarında gerçekleşecek güçlü iletişime, tanışıklığa ve dostluğa doğrudan bağlıdır.

Zaman geçirmeksizin, bu çarşı, sözünü ettiğimiz düzenlemeyle İslam ülkeleri arasında ekonomik işbirliğinin etkin bir başlangıcı, bir çekirdeği olacaktır.

Bu çarşıya bugünkü haliyle bir İslam çarşısı demek mümkün değildir. Bugün bu çarşıda bir İslam ülkesinden kolaylıkla sağlanacak birçok ürün bulunmaktadır. Bu çarşıda muzlar ve elmalar Şili, et (tavuk, koyun ve sığır) Brezilya, süt ürünleri Danimarka, kumaş, kadife, seccade, hatta namaz takkeleri Almanya, Belçika ve Çin, elektronik ve metal eşya Taiwan, Kore ve Japonya malıdır.

Müslümanların aralarındaki güçlü iletişim için bu kutsal beldede yalnız Islam ülkelerinin üretimlerini görmeleri isabetli olacaktır. Böyle bir karar alındığı takdirde bu çarşıdaki tüm gıda maddeleri ve tekstil ürünleri çok rahatlıkla bir müslüman ülke üretimi olabileceği gibi, elektronik eşya ve diğerleri de Malezya, Endonezya, Pakistan, Singapur, Türkiye vb. olabilir. Her ülke, dünya müslümanlarına kendi tanıtımını sağlayacak örnek bir ürün, en basitinden ülkenin bayrağı ile bütünleşen bir hediyelik ürün sunabilir.

Birbirleriyle kanlı-bıçaklı İslam ülkeleri arasında düşmanlıkların sona erdirilmesi, dostlukların kazanılması, etkin işbirliğinin sağlanması ve İslam Ekonomik Birliği'nin hayata geçirilmesi ilkönce müslümanların hacc ibadetlerinde gerekli bilince varmalarıyla bir başlangıç yapabilir. Aksi halde bazılarının kasıtlı olarak tanımladıkları gibi bir ütopya olarak kalır.

Alış-veriş yöntemiyle insanların birbirlerini tanıması, yüz yüze görüşmeleri ve dostluklar kurmaları daha sağlam, başarılı ve kalıcı olur. İnançlarından dolayı zaten birbirlerine sıcak duygular içinde olanların, birbirlerinin ortak zenginliklerini öğrenmelerinin daha güçlü dayanışmalara olanak verecegi şüphesizdir.

İslam ülkelerinin dünya üzerinde etkin olabilmeleri için, İKT ve İSEDAK Konferanslarında Doğu'nun, bugünün deyimiyle Güney'in, İslam ülkelerinin, geçmişin ezilen uluslarının uzmanlarının daha etkin ve uygulanabilir karar vermeleri gerekiyor.

İslam ülkelerinin halkları bu uzmanlardan, ülkeleri arasında etkin işbirliği sağlayacak ve devletlerinin de gün geçirmeden uygulayacağı kararlar ve projeler beklemektedir.

Asırlarca İslam Dünyası'nın bayraktarlığını yapmış Türkiye'nin kendisini dünyanın saygın bir gücü elde etmesi, onu hala kendilerine öncü gören bir dünyanın önünü açmasıyla kazanılacaktır. İsmail Cem'in AB ve İKÖ'yü biraraya getirme çabaları çok gerçekçi ve umut verici işaretlerdir.

 İslam Dünyası'nda bu dayanışma ve başarıyı sağlamak için gerekli ve yeterli temeller vardır. İş, bizim bu konuda, İslam Dünyası'nın en duyarlı olduğu bir süreçte etkin bir şeyler üretmemizi zorunlu kılmaktadır. Bu sizin vereceğiz destek ve çaba ile kotarılacak ve başarılacaktır.

Saygılarımı sunarım

Zeki Kentel Hürses 212 321 49 30 zkentel@netone.com.tr

///////////////////////////////////////////////////////////////////// 

Hajj...!!!     Hajj...!!!    Hajj...!!!

MY VERY DEARS MUSLIM BROTHERS
 
I wish you the best happiness with your family and for the Ummah by the Eid-ul Udha. May Allah (CC) give His best to us. May Allah give the Islamic world  comtemporary superiority in near future.
 
I think these all have been realized first with the conscience and the acting
of the Ummah which we find and learn in the Hajj message of Islam, then the favour of Allah.
 
From the four corners of the world millions of Muslims are in the  Holy Lands of Kaba circling around.  But the question is, how long are we, the Islamic community in the conscious of the Hajj pray to fulfill the desire which Allah orders and realize the results Allah forsighted for the Muslim people?
 
May Allah accept the prays and the Hajj obligations of the all Muslims.

I wish this Eid ul Udha to be a medium for the Ummah to recover from all its dificulties. May Allah favour this to us. Again these all have been realized first with the conscience and the acting of the Ummah which we find and learn in the Hajj message of Islam, then the favour of Allah.

Hajj means UNITY, Hajj means BROTHERSHIP, Hajj means ASSISTANCE each other, Hajj means EDUCATION and TRAINING of final aim of the Islam for the Ummah, Allah and  His Apostle wished and ordered to be.

Are we in the conscious of the Hajj obligation. Why the Islamic community lost its superiority and can not get again this superiority for the centuries? Where is the lackness we are in. Hundreds of years passed but we are still in the ignorance of the reality.

May Allah bless our faults and sins. The worst, which the Islamic world all in, how much we are sorrowful we can not be in despair and we must keep alive our unity and powerful community for tomorrows. We must always think about how we change these troublesome days into success with our synergy. We only can come over from these ill-treatment with this synergy of the unity.

 It is an historical and centuries imperative the situation of the Islamic World is living in the beginning of the 21. century. According to somebody it is useless to talk on this painful situation,  to survive and to heal it up.
 
 WHY.??  Whose duty is this.?? This must be the duty of every individual of the 1.5 billion Muslim World.
 
More than that after 11 September dreadfull and inhuman attack right to the heart of the technological giant of the United States of America, whole West Christendom MODERN!!!, CIVILIZED!!! World began to attack even to the Muslim fellow citizens in their countries, protected under their laws. They poured all their centuries enmity and revenge feelings over the Muslims. Beaten, killed, pillaged their shops. Attacked their worship places. Hundreds of Turks and other Muslims taken in the custodies.

Still they give us the lessons of the humanitiy and human rights and our rmeye kalkıyor ve bizim egemen çevreler de onlardan bu dersleri almaya devam ediyorlar. 1.5 milyarlık İslam Dünyası bu dayatmalardan ve zulümlerden nasıl ve ne zaman kurtulacak? Avrupa'da Hıristiyan dünyası inançlarının simgesini Nato'nun bayrağına,  Brükseldeki binasının inşa ine koyarak gerçekleştirdiği örneği ve birlikteliğini biz neden gösteremiyoruz?

 
Still they try to give us humanity and human rights lessons and we listen them as our seniors. When and how we liberate ourselves from their hegomony and oppressions.?? Why we can not show our solidarity against them as they are to us.??
 
What Allah ask from us with Hajj.?? What is the message of Hajj.?? How much of the Islamic World are in the concscience and perceive of this Hajj call.??  What is that Congress for.??

I am trying to find the answer these questions. It is the this aim of this letter forwarded to you in order to get your valuable ideas and contribution. Last year I forwarded the almost same letter to many fellow Muslim brothers. Now I wish to update it according the recent awfully realities we lived in.

Years ago I performed together with my wife the Hajj obligation, then conducted a large group to perform it. I wished to share my provings which I observed during these pray.

As much as my capacity I can do, I try to deal the ideals and searching how we can overcome this discredited situation.

I call all Muslim brothers to think over the situaton and fix the responsibility and the responsibles from the  retardation of the Ummah.

ASSALAM ALAYKUM VE  RAHMATULLAHI VE BARAKATUHU
 
All my deep heartly greetings to all my beloved brothers of Islamic World

Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu

Your sincerely Fi emanullah

Your Muslim brother

Zeki Kentel

(Hurses Tel: 90 212 321 49 30

zkentel@netone.com.tr

*************************************

Modernity and the Islamic World

Zeki KENTEL

During the ending 18. and the beginning 19. centuries period, Europe lived an effective development in all areas of the life; science, technique, economy etc. Parallel to this progress Western Countries increased their influences all over the world. With high fire powered weapons they developed, extended their powers and richness more, with inhuman and unmoral wars and colonialization.

As the Westerners in developing and progressing, nearly all Islamic World; Ottomans and others entered in a regression period. Gap between westerners and the Islamic world largened rapidly with new invents such as application of steam power to industry, exploration of electricity, using the petroleum in engines.

During this period Holland occupied Indonesia, British India, French North Africa, Russia Turkistan. Ottomans were under the harsh threat of Russia desires to get in Mediterranian through the straits.

All Islamic countries in Middle East, Africa and Asia have been hungering for British and French colonialists are awaiting the collapse of Ottomans.

Iran divided between British and Russia, Egypt was under the occupation of France at the end of British and French rivalry. 
 
It was then an imperative in the Islamic world, to power up the armies against this black and terrifying picture. By these efforts they realized that the West more ahead of them and powerfull in this area.

It is seen that, it was obvious in the armies of the West had a high scientific experiments in engineering, nature, medical, chemistry and veterinary. Defeats in the battlefields taught to Ottomans the truth that war industry can only be realized by a scientific development.

During the period that the West grasped this highness, the lessons in the schools of the Islamic countries were mostly in religious topics. Other scienses only be mentioned for the help of understanding and application of religious points. 
 
This reality which is abstract from science can not be claimed favourable to the call of Islam. The very first reason of this oppression of the Islamic World is the outcome of their departing and abstracting from the call of Islam.

During a short period of time, only in a generation life after the divine revelation descended, the Arap nation up to that time they had no any remarks in history stamped the geography of a vast civilization, from Poitiers by Paris in France, walls of Istanbul and the other end in India, Turkistan and China walls, together with all kinds and all races of people gathered under the call of Islam.

It is not true that the Medieval age during of VII. and XIV. centuries as dark ages as the westerners claimed. It is just opposite to that. It is the period of which the world ever witnessed one most shining civilization. Today the West Modern Civilized Christendom threaten Indonesia to give liberty
to the hundred thousand Timors people but do not accept de-facto government of Cyprus Turkish community.
 
They say nothing for the occupation by Russia over Chechenia which is an independent state proven by the  international laws, with the the aggrements between Russia and Checenia. More than that  they treat whole 2 million Checen people as terorists who are giving a struggle for their freedom against the occupation. 
 
Russian forces are these very honest people with most dreadful ods of inhuman torture.
The modern world!!! has closed its ears to hear the cry of Chechen people. These are all the same for all the Muslims all over the world. Similarly the same as in Kashmir, East Turkistan and for the Philippines Muslims.
 
If the Muslims to be delivered from this discredited situation the way they follow the Islamic conscience and give their efforts just  according to that. It is doubtless that with the identity  they inherit from the past and the synergy they will gain with İslamic conscience, they again could  reach the shining past as a shining future.

It was the civilization established by the people of all colours and all races submitted themselves to Islam If the Muslims give their efforts to comprehend the high meaning of Islam and embrace this energetical power, sure Islam will conduct them to develope a new civilization as in the past they had lived in and it will everlast.
 
Who is behind the attacks on America? Why are our questions not being  answered? Why do we have to accept anybody's decision without having seen  100% evidence? We urge all of you to sign this petition and forward it to as
 many people as possible. Together we can make the change and find out the  truth!! 

Islam came into the world in the bosom of one of the most backward of peoples. In a very short time it had raised them to pre-eminence in every field. Now the Muslims make 25 percent of the world population and are now 1.5 billions strong Ummah. The Muslim's sincerity, integrity, honesty and truthfulness are the fences of the Islamic world and the purpose of Islam is to lead the mankind to live as God wills. Truely united Islamic world could once again return to that heavenly mission and lead mankind's feet on to the spiritual road and salvation.

Islamic nations and populations are owing powerful basic principles necessary for the effective common concious to cooperate. The history witnessed that in the twinkling of an eye after the birth of the Islamic belief, different hostile nations, settled or nomadic primitive tribes as they entered into the Islam, established a civilization which dazzled the eyes for centuries.

Islamic Economic Organization (OIC) is a popular, well known organization among the others to strengthen the cooperation among the Islamic Countries.
But unfortunately it is also hard to say it has performed any sound effect on its works. The main reason here both the people and the administrators of the Islamic Countries do not have yet the necessary concious for the common benefits of the member countries, and they could not able to see their own common rich sources. They unconsciously connected their development to the west.

As The Soviet Union collapsed down, majority of the population Turkish origin and belief in Islamic, more than 6 Islamic-Turkish Countries got onto the world-scene. OIC has at least 56 member of Islamic countries. If the people and the administrators of these countries whenever they get the necessary concious the targetted cooperation surely should have been realized.

But how should this concious be obtained? Islamic Countries having more than one and a half billion population with their rich raw materials and petroleum endowments, should have a better position than they have today.

We are not able to see unfortunately any cooperation among most of them even towards the resolutions and wishes taken and recorded in the meetings of the OIC and stil are at daggers drawn each other.

We today well know almost all the western countries not only by names but also with their detailed characteristics. But unfortunately we are not able to count even the names of the Islamic countries. Before we talk an effective cooperation among the Islamic countries, first of all the people of the member countries have to know each other.

Each year millions from these peoples of the brother countries are continuously visiting The Two Holy Cities (Mecca and Medina), as a must for their religious duties. So these Holy Places are very suitable for the Islamic people to know each other, and to establish strong friendships among of them.

So Hajj duty which Islam imposed on its followers will realize an important function on this subject. Then The Two Holy Cities can easily be the centres exchanging a large information flow and powerful communication among the Islamic Countries and Muslim people of the world.

Therefore the first and important thing is to name these Holy Places by establishing, "Islamic Countries and Communities Cultural, Information dealing and Trade Permanent Exhibition Center" for the products of the Muslim countries only. I think this duty, in order to establish such an arrangement in these Holy Places first for the Saudi Arabia administration, then  whole Hajj management of the Muslim countries.
 
This kind of effective arrangement will provide an effective communication and so will end the conflicts and deafness among the Islamic people. To vitalize the effective cooperation and to establish a succesful common tradeship and marketing among the Islamic Countries depends on good friendship and powerful information flowing among the countries and the people.

Without delaying any time with the arrangement explained above, this market  should be a basic , a nucleus of the Islamic Common Market.

It is hard to call the market today in the Holy Cities an Islamic market as it is. There are many products in this market which could be easily brought from any Islamic country. In this market bananas and apples from Chile, meat and chicken from Brasil, milk products from Danemark, clothing, velvet, prayer rugs, silk, even prayer caps from Germany, Belgium and China, electronics and metalllic material from Taiwan, Korea, Japan and other
non-Islamic countries.

If this kind of resolution is achieved then whole food and textile products can easily be brought in a large variety from Muslim countries.

Surely electronics and others are also can be brought from Malasia, Indonesia, Pakistan, Singapur, Turkey and others. Every country may furnish any product, at least a simple souvenir decorated with country's name and flag to strengthen the communication and friendship.

In order to establish an effective cooperation and vitalize a sound tradeship among the Islamic Countries who are in useless and endless conflicts among themselves it is urgently be omprehended the conscious of the Hajj meetings by the Muslims. Otherwise it will last and stay as an utopia as the ones define it intentionally.

To know each other and establishing successful friendships are easily realized among the people during dealing the views face to face and trading process. This kind of cooperation surely becomes powerful and stays forever.

It will be very encouraging as they are the followers of the same belief they are already tied each other with warm feelings for an active solidarity. So Islamic people will have to learn the common richness they own.

The honourable experts of the East, who are positioned in OIC and COMSEC conferences, by today's terminology the experts of the south, the experts of the Muslim countries are able to fix right answer for the position Islamic Countries are in today, the oppressed countries of the past.

The people of these countries wait from these experts to produce concrete cooperative resolutions and projects and from the executives of the state to apply them not delaying a day.

There are necessary strong basis in Islam to obtain this solidarity and achievement. I think these all have been realized with the conscience which we find in the Hajj message of Islam.

********************************************
 
VERY DEARS MUSLIM BROTHERS

WHAT ARE YOUR RESOLUTIONS AFTER THESE WESTERN POWERS RECENTLY APPLIED HARD OPPRESSIONS OVER THE MUSLIM 
 WORLD.
 
 MAY  ALLAH GIVE YOU THE POWER TO ORGANIZE THE  COMING HAJJ  RITUALS WHAT ALLAH ORDER US AND HIS  OUR PROPHET (PBOH) WISHES TO SEE US, HIS  UMMAH.
 
With my best regards
 
Zeki Kentel
 
zkentel@netone.com.tr
 


Tevhidweb Email Grubu
http://www.tevhid.net irc.tevhid.net serveri resmi email gurubudur.
Yratilis gayesini bilip, "oku" emriyle hayati ve kainati okuyan gönüllerin birlik noktasina...
  Email Tarfigin Yogun Olmamasi Cok Az Sayida Email Gonderilir. Bu Nedenle Bize Yollanan Her Emaili Gruba Yollamiyoruz.
Bu Emaillerden Arkadaslarinizinda Almasini Isterseniz tevhid@tevhid.net adresine yazarak emaillerini yollayiniz.
Kurallarimiz:
1)Edebi, ve kisisel fikir, paylasim içermeyen yazilarda , dine veya topluma dair konularda kaynak belirtilmeyen yazilar kabul edilmez.
2)Sahsi yorumlara,  isim verilerek ilim adi altinda polemiklere izin verilmez
3-Topluma malolmus, fikir ve kanaat önderleri, veya cemaatler hakkinda doðrudan veya dolayli karalamaya varan mesajlar kabul edilmez.
4) internet ortaminda sürekli dolasan, yazilar tekrara sebep vermemek için kabul edilmez.
5-Genel ahlak  ve adap kurallarina  aykiri ifadeler içeren bu kültürel ortamin yapisina uymayan bir fayda içermeyen  yazilar kabul görmez.
6-Kisisel yardim vs. talepleri gerekli bilgiler ve doðrulanma durumu olmadiðindan kesin net bir hal yoksa hataya düsmemek için reddedilir veya ilgili yerlere iletilir.
Grubunuza ait bütün email hesaplari:
Tevhidweb@yahoogroups.com : Mesaj yollamak için
Tevhidweb-subscribe@yahoogroups.com : Üye olmak için
Tevhidweb-unsubscribe@yahoogroups.com : Üyelikten çikmak için
Tevhidweb-digest@yahoogroups.com : Her gün tek bir email almak için (Hepsi tek bir emaille geliyor)
Tevhidweb-nomail@yahoogroups.com : Yalnizca web üzerinden okumak için
Tevhidweb-normal@yahoogroups.com : Mesaj dağitimini normal hale getirmek için
Tevhidweb-owner@yahoogroups.com : Moderatorlere (yöneticilere) yazmak için


http://www.islamisiteler.net Tevhid Script, Sohbet Odasi, Kuran-i Kerim Meali ve Tefsiri Resimler



Your use of Yahoo! Groups is subject to the Yahoo! Terms of Service.