BİR HASBIHAL

 

                             

      Eyy Insanlar ! Acaba hic ölmiyecekmisiniz ? Ölüp de Allah’in (c.c.) huzuruna cikarilmayacakmisiniz?

 

Bu imtihan diyarinda, bu fani alemde size verilen ömürün ve ni’metlerin hesabini sizden sormiyacaklar mi ?

 

      Bu Dünya ahiretin bir bekleme salonu degilmi ? Neden cok kiymetli, cok luzumlu isler varken;

 

* Kalu belada* Bizi yoktan var edene „ Bela ! evet ya Rabbi ! Sen bizim Rabbimiz sin ve sana kayitsiz sartsiz iteat edecegiz diye  Söz vermisken ve bu sözümüz hic yerine getirilmemis, hic baslanmamisken,

 

      Eyy insan ! Sen hangi akilla kime güvenip de sana gecici olarak, emaneten verilen ömür sermayesini bos yere nefis hesabina harcarsin ? Hic korkmazmisin Allah’tan (c.c.) ve bu adice yaptiklarindan utanmazmisin ?

 

      Günün hep nefsini tatmin etmekle, hep onu memnun etmekle geciyor; Orada burada haram olan, Allah’in (c.c.) haram kildigi türlü seylerle nefsine ziyafet cekiyorsun.

 

      Gözüne pezevenklik yaptiriyorsun, haram helal demeden yiyip iciyorsun, kulagina haram olan sesler dolduruyorsun, ayaklarinla harama gidiyorsun bak su haline seytan seninle iftihar ediyor!

 

      Eger bilmis ve anlamissan ki; Bu dünya fani, günün birinde bu kainat defteri dürülecek, hersey yok olup gidecek, hersey aslina rucu edecek. sayet biraz olsun aklin ve fikrin varsa  DÖN ARTIK SENi SANA VERENE !

 

      Eger Allah’a (c.c.) iman etmis onu Rab olarak kabul etmissen; Elbette ve elbette O Allah’i (c.c.) seveceksiniz.

 

Madem Allah’i (c.c.) seversiniz o zaman Allah’in (c.c.) sevdigi tarzi yapacak ve yasiyacaksiniz.

 

      Onun sevdigi tarz ise, Allah’in (c.c.) sevdigi ve alemlere rahmet olarak gönderdigi,“ vema erselnake illa rahmeten lil alemin „ buyurdugu, onun aziz nebisi, bizim dünya ve ahiret de yegane isigimiz nurumuz ve sefeatcimiz olan, Hz. Muhammed mustafa (s.a.v.) mi örnek almak, onun mubarek hayatini kendi hayatimiza gecirmek ve tatbik etmektir.  O Rasuller serveri Efendimize ittiba etmek dir.

 

      Ve yine tevbe suresinde „ And olsun size sizden olan öyle bir elci gelmistir ki ; Sikintiya düsmeniz ona agir gelir. Size cok düskündür. Mü’minler icin sefkat ve merhametle doludur.“

 

      Daha besikte iken dahi ümmeti ümmeti diye yalvaran , ümmetini cok israrli bir sekilde Rabbinden taleb eden böyle sefkatli, böyle merhametli bir peygamberin ümmeti oldugumuz halde, nedir bu halimiz ? ben önce kendi nefsime söylüyorum, sizlerde isitin utanmaz müslüman, utanmaz müslümanlar, SIKILMAZ müslümanlar, arsiz müslümanlar, hayasiz müslümanlar, gafil müslümanlar ! nerede sizin sevginiz, nerede sizin muhabbetiniz, nerede sizin sadakatiniz, nerede sizin ittibainiz ? nerde sizin ahde vefaniz? Bir birini sevmiyen , merhamet etmiyen, kendinden baskasina yasama hakki tanimayan ,bir birine buguz eden, kimleri sevmesi gerektigini ve kimlere de buguz etmesi gerektigini bilmeyen divane müslümanlar!

 

      Böyle bir sevgiliye karsi, böyle bir sefkatliye karsi nerde sizin sefkatiniz? Suan neyin pesinde siniz ? neyi ariyorsunuz? Kime hizmet ediyorsunuz? Hangi hal üzerindesiniz?

 

      Bütün tarihler gösterir ki ! Bu millet ne zaman ona ittiba etmis, Allah (c.c.) bu milleti aziz etmis ve dünyaya hakim kilmistir. Ne zaman da ondan yüz cevirmis ve uzaklasmis,  onun izini yolunu birakmis terk etmis, o derece tedenni etmis alcalmis ve Kur’an da „ Belhüm edal“ dedigi „Onlar hayvanlardan daha  asagidir“  buyurdugu bu alcak dereceye düsmüsler dir.

 

„ iMAN TEVHiDi ,TEVHiD TESLiMi, TESLiM TEVEKKÜLÜ, TEVEKKÜL  SAADET-i  DAREYNi „ iktiza eder.  Yani „ Ey Rabbimiz ! sana iman ettik , sen teksin, ancak sana kulluk eder ve ancak senden yardim dileriz,

seni bütün noksan sifatlardan tenzih ederiz. Sana hic bir seyi es kosmayacagimiza  ve senden baska ilahlar edinmeyecegimize  söz veriyoruz! Demis olduk. iste bunu diyebilmissek o halde Ona ve Rasulüne iteat edecegiz.

 

Kaderimize, taksimatta üzerimize düsene  her zaman ve her halukarda „ elhamdülillahi ala külli hal ilel hal „ diyecek ve her halimize sükredecegiz.

 

Kaderine, yani taksimatta üzerine düsene razi olmiyan insan basini örse vurur ve kirar. Kaderine razi olan insan ise,  ona verilen emaneti yine ona verene satan kimse demektir ki ! „ innallahestera minel mü’minine enfüsehüm ve emvalehüm biennelehümül cenneh....“ ila ahir.

 

      Bu ayette zikrettigi , kendisine vermis oldugu emanetleri  „malik’ül mülk“ olan , mülkün asil sahibi olan Allah’a (c.c.)  hic bir kulun  kendi basina kazanamiyacagi „CENNET“  karsiliginda satan insandir ki!  iste bu en büyük dünya ve ahiret saadeti dir.

 

      Fani olan emaneti bakilestirmek demek degilmidir? iste o zaman sana emanet olarak verilen hasletlerini  nerede ? Ne miktar ? Kime ? Ne kadar ? Nasil kullanacagini  ögrenmis olursun.

 

     Mesela , Göz bir hasse dir. Kime ? Nereye ? Ne miktar bakacak ? Kime ? Nereye de bakmayacak ? Kulak bir hassedir. Neyi ? Ne miktar dinleyecek ? Neleri de dinlemiyecek ? Dilimiz, Neleri tadacak ve neleri de tadmiyacak ?

 

Neleri yiyecegiz ve neleri de yemiyecegiz ? Sevgi hissimizi, nerede ? kime ? ne miktar kullanacagimizi ve  gadab hissimizi kime? Ne miktar kizacagiz ve nerede de kizmayacagiz? Vel hasil gerisini sizler kiyaslayiniz.

 

      Bu hasletlerimizi  nasil ve nesekilde kullanmamiz gerektigini ancak ve ancak  iman dairesinde ögrenebilir ve kullanabiliriz.

 

      iste iman ettik dedik fakat teslim olamadik. sayet teslim  olmus olsa idik , peki bu zillet ve bu alcaklik niye ? Bu nasil tevhid inanci ki teslimiyyetimiz yoktur? Diyelim ki teslim olduk;  hani tevekkülümüz? Desen ki tevekkül ettim  hani saadet hayati? Hani cennet hayati? Neden hep cehennemi bir hayatimiz var? Demek ki bizler sözümüzde sadik kimseler degiliz.

 

      Sözümüz de sadik kimseler olsa idik , bu dünya atesi bizleri yakmiyacakti, ahu efgan etmiyecektik.

 

Hz. ibrahim (a.s.) vari teslim olsa idik , bu dünya hayati bizlere zindan hükmünde olabilirmiydi acaba ?

 

ibrahim (a.s.) atese atildigi zaman ,Rabbimiz o atese söyle ferman etmisti; „ ya naru küni berden ve selama“

 

Eyy ates ibrahimime serin ve selametli ol. Buyurdular ve o ates ibrahim (a.s.) ‚i yakmamisti , o ates bir gül bahcesine dönmüstü.

 

      Eyy kendilerine gül bahcesi verilip de  o gül bahcesini atese cevirenler ! o cok isteyip de bulamadiginiz cennet hayatini nasil bulacaksiniz?

 

      Rabbini bulan zindanda dahi olsa her seyini ,her matlubunu bulmus bahtiyar bir insan degilmidir?

 

Bütün korku ve elemlerinden kurtulmus, dünyada iken bile cennet hayatina kavusmus degilmidir ?

 

Onu bulamiyanin dünya dolusu basinda dert vardir,bela vardir. O kisi saraylarda dahi yasasa cehennemi bir hayatin icerisinde degilmidir ?  bedbaht degilmidir ?

 

      Hayatini malik-i hakiki sine teslim etmiyen insan  kazanma kussaginda herseyini kaybetmis degilmidir?

 

Umduklarini bulamaz, bulsa bulsa seytani ve yandaslarini bulur ve onlara dost olur, onlarla birlikte cehenneme mustehak hale gelmezmi ?

 

      Eyy nefisleri ve seytanlari önünde Allah’i (c.c.) ariyanlar ! Nasil bulacaksiniz ki ? „ zalike bi ennallahe mevlellezine amenu ve ennel kafirine la mevlalehüm „( muhammed .11) Allah’a (c.c.) inanan ve iteat eden mü’minlerin mevlasi gibi kafirlerin mevlasi yoktur.

 

      Bir kalbe ya iman hakimdir yada küfür ve seytan. cünki  ikisi bir yerde duramaz. Ya  küfür cikar iman girer yada iman cikar küfür girer mazallah.

 

      imam Gazali yada imam Rabbani ! isimler üzerinde yanilabilirim bilenler düzeltsinler insaallah. söyle buyurmaktadirlar «Bir kul sayet Allah’in (c.c.)  kendisini nekadar cok sevdigini bilmek istiyorsa , o kul Allah’i (c.c.)  ne kadar sevdigine baksin «  buyurmakta dir. Evet soruyorum simdi  bizler  acaba Allah’i (c.c.) ne kadar seviyoruz ? iste nekadar seviyor ve iteat ediyorsak  o kadar seviliyoruz demektir.

 

      simdi koyun  kendinizi  iman terazisine , bakin bakalim  acaba bizler bu isin  neresindeyiz ?

 

Bakin bakalim yasamis  oldugunuz günlük hayatiniz icersinde  kac tane harama baktiniz ?

 

Kac kere haram yediniz ?  kac kere haram olan seyleri  ictiniz ? Kac kere haram olan yerlere gittiniz ? Kac kere küfür iceren kelimeler, sözler kullandiniz ?  

 

Bazi  sözler vardir ki insanin imandan cikmasina sebeb olur.  Mealen bir hadis de «Günahlari kücümsemeyiniz ! islemis oldugunuz bir fiil yada söylemis oldugunuz bir söz dahi  sizin küfre girmenize sebeb olur. O halde iken ruhunuz kabz olunmus olsa, imansiz olarak ahirete gitmenize sebeb olur »

 

      Evet bu istikamet siz hayatimiza nasil ve ne ile istikamet verecegiz ? Kurtulusumuz ne ile olacaktir ?

 

iste kurtulusumuz ! «Kim Allah’a ve Rasulüne iteat ederse » iste kurtulmanin yolu , serkes besere istikamet vermenin yolu, iste istikametsiz hayatimiza istikamet vermenin yolu «Allah’a ve rasulune iteat etmek » tir.

 

Cennet numa bir hayat yasamanin bedeli budur.

 

      Eger katilasms bir kalbimiz varsa, bunu yumusatmanin yolu , eger merhametsiz bir kalbimiz varsa, bunu merhametlendirmenin yolu , eger sevgisiz bir kalbimiz varsa, bunu sevgilendirmenin yolu, eger cesit cesit dertlerimiz varsa, bu dertlerimize derman bulmanin yolu, eger manevi ve maddi fakirsek, bu fakirlikten kurtulmanin yolu,  manevi ve maddi zengin olmak istiyorsak, bu zenginligi elde etmenin  yolu

«Allah’a (c.c.) ve Rasülüne ittiba etmektir. »

 

      Madem Allah (c.c.) var hersey var demektir. Kimin icin Allah (c.c.) varsa, yani Allah’i  (c.c.) bilse, onun icin hersey mevcuttur. Kim Allah’i (c.c.) bilmez ise, ona hersey madumdur.( kapalidir,gizlidir)

iste istikametsiz bir hayata istikamet vermenin yolu olan bir müjde !

 

      «Kim Allah’a ve Rasulüne iteat ederse ! sectigimiz kendilerine inam ettigimiz  su kimseler ki ; Bunlar Peygamberler, Siddikler, sehidler ve Salihlerdir. Onlar ne güzel arkadaslardir. »

 

Böyle dostlarimiz olsun istemiyormuyuz ? o halde

 

      « De ki, Ey kendi nefisleri aleyhinde haddi asan kullarim ! Allah’in rahmetin den ümit kesmeyin ! cünkü Allah bütün günahlari bagislar. O, cok bagislayan cok esirgeyendir.“ (zümer,53) ve  bir kudsi hadiste mealen „ Biz istersek  o kulumuza dünyada iken dahi cennet hayati yasatiriz“ buyurulmaktadir.

 

      Bu su demektir; Kim Allah’a (c.c.) ve Rasulüne iteat ederse, Allah (c.c.)  O kula öyle bir iman verir ki ! O kul bu imani  iliklerine kadar bütün hücrelerine kadar hisseder.

 

      sayet hikmetide iktiza ederse O kulu dünya saraylarinda dahi yasatabilir. Buna misal olarak Hz. Yusuf (a.s) ‚ in Kur’an da gecen kissasina bakabilirsiniz.

 

     “Fe firru ilallahi.....ila ahir. „ Rasulüm de ki! O halde Allah’a iman ve iteat etmek; isyan etmemek suretiyle, ikabindan sevabina kacin.....“

 

     iste kim Allah’a (c.c.) firar ederse , o insan  artik bir sultan olur, onun ihtiyaci yoktur dünya malina , esya onun tasarrufuna verilmistir, o halife-i zemin olmustur, o artik ahseni takvim suretini almistir, mevla cümleye nasib etsin insaallah.

 

     Hz. Davud (a.s.) gibi , kizgin demiri eline alip onu bir hamur gibi yogurur, Hz. Süleyman (a.s.) gibi  bütün canlilara sözü gecer, onlar ile konusur, rüzgera sözü gecer, rüzgera biner iki aylik yolu bir günde yada daha az bir zamanda kat eder. iste bunlar hep Allah’in (c.c.) izni ile olur.

 

      Böyle hakiki bir sultanlik varken ,dünya sultani olmussun neye yarar ? düsün ! Belh sehrinin sultani  Hz. ibrahim bin Ethem hazretlerini düsün , o degilmiydi tacini tahtini terk edip gönüller sultani olan?

 

O zaman akilli is odur ki! Fani sultanliga degil, baki bir sultanliga talibli olmaktir.

 

     Son olarak yine kudsi bir hadis de mealen

“Kulumuz bize döner ve teslim olur, sonra farzlari islemeye baslar, sonra nafilelere de baslar, onlar ile de öyle bir yere gelir ki ! iste biz o zaman o kulumuzun gören gözü isiten kulagi yürüyen ayagi ... oluruz“ buyurulmaktadir.

 

      iste sen o zaman bakmazsin sana baktirilir, sen görmezsin sana gösterilir; zira bu gözler ancak esyayi görebilecek kabiliyette yaradilmislardir.

 

      Sana öyle bir manevi göz takilir ki ! ötelerin ötesini görebilirsin, sen  isitmez sin, sana öyle seyler isittirilir ki kimsenin duymadiklarini duyarsin.

 

      Belki bin yil ileri ve belki de bin yil geri gidersin. Efendimiz (a.s.v.) in sohbetlerine katilirsin, bunlar olmaz deme !

 

Basit bir is veren , ona emegi gecen iscisinin maasini nasil veriyorsa peki ! Ezel ve ebed  sultani olan Rabbimiz , bizim ona olan calismalarimizin karsiligini vermesin ki ?  vermemesi hic mümkün mü?

 

     Nasil ki bir bebegin aczini ve fakrini agliyarak ortaya koyup, bütün bir aileyi kendisine seferber etmesi gibi;  Bizlerde  ne zaman aczimizi ve fakrimizi anlayip, bir bebegin annesine siginmasi kadar  tam bir samimiyetle Allah’a (c.c.) siginir ve teslim olursak; insaallah (c.c.)  O Yüce Rabbimiz bizleri bu dünya cöllerinde yanliz ve perisan bir vaziyyet de birakmiyacaktir.

 

      Eyyyyy Alemi islam !!!

Ortalik Kabillerle doldu ! Neredesiniz  Habiller ? Ortalik firavn larla doldu ! Neredesiniz Musanin (a.s.v.) in varisleri ?

Ortalik Ebrehelerle doldu ! Neredesiniz Ebabiller ? Ortalik Cehillerle doldu ! Neredesiniz Eba Bekirler ? Ortalik Molla Hasimlarla doldu ! Neredesiniz Yunuslar ? Ortalik Deccal ve Süfyanlarla doldu ! Neredesiniz  Hz. Mehdinin askerleri?

 

      Eyy  Yavuzlar, Kanuniler, samiller, Alp arslanlar ve Hz. Fatihler'in  nesilleri  !!!!!!!! neredesiniz ????????????

 

Ya Rabbi ! Basiretsizligimize basiret ver. Ferasetsizligimize feraset ver. izzetsizligimize izzet ver. serefsizligimize seref ver. ihlassizligimiza ihlas ver. istikametsizligimize istikamet ver. Kaybettirilmis olan islamin Sancaktarligini yine bizlere nasib et. Bizleri esfeli safiline düsmekten muhafaza et. Bizleri alayi illiyyine cikart senin herseye gücün yeter. Ya Rabbi ! el aman , el aman ,ya hannan, ya mennan, ya deyyan.

 

      Ya Rabbi ! ne diyeyim artik „ innema eskü bessi ve huzni ilellah“  Ben artik  derdimi  ancak  sana arz ederim“

 

cünkü ! SEN HALIKIMIZ SIN ! BiZLERDE SENiN ACiZ KULLARIN. Sen bizleri af et ya Rabbi af et.

 

« Elhamdülillahi ala nuril iman » «  Elhamdülillahi haza min fadli Rabbi »

 

Amin ,Amin ,Amin bi hurmeti seyyidil mürselin vel hamdülillahi rabbil alemin.

-Piri Reis-