“Güzel
gören güzel düşünür, güzel düşünen hayattan lezzet
alır”
Bir kadının enterasan ve cesaret verici hikâyesi. Adı Thelma Thmpson.
“Savaş sırasında” diye anlatmaya başladı, “Kocam New Mexico’daki Mojave Çölü
yakınlarındaki Ordu Eğitim Kamplarında bulunuyordu. Kocama yakın olabilmek için,
ben de oraya gittim. O yerden nefret ediyordum. Hiç sevmiyordum. Hiç bu kadar
bedbaht olmamıştım. Kocam, Mojave Çölünde bir manevraya katılmıştı. Sıcak,
dayanılmayacak kadar fazla idi. Ingilizce bilmeyen Meksikalılar ve yerlilerden
başka konuşabilecek kimse yoktu. Rüzgâr hiç durmadan esiyor, yediğim bütün
yemek, teneffüs ettiğim hava hep kumla
doluyordu.
O kadar sefil oldum, kendime o kadar acıdım ki sonunda anne ve babama
mektup yazdım. Dayanamıyacağımı ve eve döneceğimi bildirdim. Bu hayata bir
dakika daha tahammül edemiyeceğimi, burada olmak yerine, hapishanede olmayı
tercih ettiğimi söyledim. Babam, mektubuma iki satırla cevap verdi. Hâlâ
kulaklarımda çınlayan bu iki satır, bütün hayatımı
değiştirdi:
İki
adam hapishane parmaklıklarından dışarı
baktılar:
Bir tanesi çamuru gördü, öteki ise
yıldızları.
Bu
iki satırı tekrar tekrar okudum. Kendimden utanmıştım. Şimdiki durumumun iyi
olan taraflarını bulmağa karar verdim: Yıldızlara
bakacaktım.
Yerli halkla dostluk kurdum ve onların reaksiyonları beni şaşırttı.
Yapmış oldukları dokumalar ve çömleklere ilgi gösterdiğim zaman, turistlere
satmayı reddettikleri en kıymetli eserlerini bana hediye ettiler. Kaktüslerin
hayranlık verici şekillerini, Yukkave Erguvan ağaçlarını tetkik ettim. Kır
köpekleri denilen hayvanlar hakkında bilgi sahibi oldum, çöldeki güneşin
batışını seyrettim ve çöl yüzeyi milyonlarca sene evvel okyanus tabanı iken
orada kalmış deniz kabuklarını aradım.
Bu şaşılacak değişikliğin sonu ne oldu? Mojave Çölü değişmemişti.
Yerliler de değişmemişti. Fakat ben değişmiştim. Düşünce ve tarzımı, bakış açımı
değiştirmiştim. Böyle yaparak, en sefil tecrübeyi, hayatımın en heyecanlı
macerası haline getirmiştim. Keşfetmiş olduğum bu yeni dünya bana şevk ve
heyecan vermişti. O kadar heyecanlanmıştım ki , bunun hakkında bir kitap yazdım:
(Bright ramparst:Parlak siperler) adı altında yayınlanan bir roman. Kendi
yaptığım hapishaneden dışarı bakmış ve yıldızları
bulmuştum.”
Güzel
gören güzel düşünür, güzel düşünen hayattan lezzet alır.