FİLİSTİN'DE
ATILAN TAŞLAR
Taşların dua niyetine günahsız
ellerden çıkmasına ve yüzlerce Müslüman şehid olmasına rağmen,
hâlâ zafer ve ferec Filistin'e nasib olmadı. Bu sıralar
yüzü gülen taraf israil oluyor hep... 'Hırs-ı hayat' ve
'havf-ı me-mât'ı (ölüm korkusunu) hayat düsturu yaptığı için, tarihi hep şiddet-
li 'zillet ve meskenet' tokatlarıyla geçen habis bir millet, "En iyi
Filistinli ölü Filistinlidir" deyip, genç yaşlı demeden bir
asra yakındır barbarca Müslüman kanı döküp
duruyor...
İbnu Ömer radıyallahu anhüma'nm rivayet ettiği şu
hadis-i şerif henüz tahakkuk etmedi, vakt-i merhûnunu bekliyor:"Yahudilerle savaşacak ve onları
öldüreceksiniz. Öyle ki taş dahi: "Ey Müslüman! İste Yahudi, ar- kamda
(saklandı), gel öldür onu!" diyecek." (Bu-hari, Cihad 94,Menakıb 25; Müslim,
Fiten 79; Tirmizi, Fiten 56)
Madalyonun öteki yüzünde ise Filistinlilere ve Arab
âlemine, hatta bizlere derin derin düşünmemizi gerektiren mesajlar var:
"Beşerin zulmünü görürken kaderin adaletinden gafil olmak"
nazarları bozan mühim bir âmil. Zulme uğrayan bir
mü'min ya daha evvel o musibeti 'hakedecek' bir cürüm
işlemiştir ve günahlarına kefaret olması için musibetlere ma-
ruz bırakılıyordur; ya da kendisine tayin edilen manevi makama 'liyâkat'
kazanması için kader-i ilâhî, bazı belâ ve zulümlerin
kendisine musallat olmasına fetva veriyordur. Unutmamak gerekir ki,
"Adalet bazen zulüm içinde tecelli eder." Hiç şüphesiz, Filistin meselesinin
özünde de bu ha- kikat saklı: 'Liyâkat ve hak kazanma '
dengesinin tahakkuku ile birlikte, geçmişteki hatalara kefaret olacak
Rabbânî bir edeplendirme...
Müstakbel bir hariciye mütehassısının
sözünü zikretmek isterim:"Hak- sızlar bile
haksızlıkları içerisinde gösterdikleri samimiyetle
muvaffak olabilirler" ifadesi ile israil'in, şu anki hâline dikkat
çekip "Hemen hepsi israil'le gizliden gizliye anlaşma yapmaya
çalıştılar" dediği Arab liderle- rin iki yüzlülüğünün ortaya çıkan
neticelerde mühim bir faktör olduğu-
nu söyleyen genç hariciyeci,
bakın Filistin meselesinin düğümünü nasıl çözüyor: "Bu savaşın 50 yıldır bitmemesini ve her
çatışmada 1 Yahudiye bedel
50 Arabın savaşıp 50 Araba bedel 1 Yahudinin ölmesini, ancak
ihlassızlıkla ifade edebiliriz."
'İhlassızlık' ithamını kendimizi aradan çıkararak
Araplara münhasır kıl- mak insafsızlığı 'Ihlassızlık' ithamını
kendimizi aradan çıkararak Araplara münhasır kılmak insafsızlığına düşmeden,
yapılan nefis muhasebesi,hak davanın sahiblerini tek neticeye götürecektir:
Zafer!
Biz vazifemizi yapalım, vazife-ilâhiyeye
karışmayalım! O'ndan gelene razı olup O'nun
rızasını kazanalım, işte o zaman Fiistin'de atılan taşlar çok
Firavunun saltanatını yerle bir edecektir! Zira 'tesir ve kuvvet' taşın
değil, taşı atanın değil, taşı attıran ve isabet ettiren Kah-hâr-ı
zü'l-Celâl olan Cenâb-ı Hakk'ındır...
Ahmet Muhsin Meriç